Melâmet neş'esinde Uşşâkî erleriyiz;
Tarîk-i nâzeniynin örtülü gülleriyiz.
Bâtının mazhârıyız, Ehl-i Beyt'e de sâdık;
Ahvâl-ü etvârımız Rûh'umuzu musaddık.
Bu kesret âleminde her şey irşâda delîl;
Kılarız aşk-ı Nebî uğruna nefsi zelîl.
"Men aref..."le bilinir sırrı Rab'bü-l Vâhid'in.
İdrâkiyle sarhoşuz Merâtib-i Tevhîd'in.
Teslîmiz, bundan nâşî, bütün tecellîyâta;
Yolumuz geçit vermez evhâma, hayâlâta.
Teennî1 ile temkin ahvâlimizi nâzım.
Ledünnî ilmimizdir bize kesreti hâzım.
Ne kadar çile varsa cemiyyette çekeriz;
Sırlıyız; göremezsin zâhirde bizden bir iz.
Çekmiyor ilgimizi kerâmât-u mu'cîzât.
Hâlimiz mahzâ kulluk; bâtını: Tevhid-i Zât.